Ne zamandan beri bilinmez, insanlar dusunmeye ve hayati dusune dusune karmasiklastirmaya baslamislar. Hayat karmasiklastikca kalplerdeki keder, uzuntu, tasa ve sikintilar da artmis. Fakat bu acilar deniz kiyisinda oturdukca, denize baktikca azalirmis. Bunu hissettikce, insanlar deniz kiyisinda daha fazla vakit gecirir olmuslar. Deniz kenarinda otururken iclerdeki aci yavas yavas denize akarmis. Su acilari kabul ederken insanlari bir hafiflik hissi kaplarmis. Kimi hic farketmeden geldiginden farkli bir sekilde oradan ayrildigini, kimi denize tesekkur edermis giderken.

Deniz acilari aldikca icine, icinde koskocaman bir enerji birkirmis. Bu enerji, bulutlari denizin ustune ceker havayi agirlastirirmis. Sonunda deniz bu keder yukunu kaldiramaz, isyan eder firtinalar koparirmis. Icinde biriken enerjiyle kendini etrafa savurur kocaman dalgalarla dovermis sahilleri. Insanlarin cogu firtinalardan korkup evlerine kacarmis, anlamazlarmis deniz neden bu kadar hiddetli… Firtinalarda bazi insanlar gider ozur dilermis denizden, onu bu kadar yukledikleri icin. Ama deniz duyamazmis onlari hiddetinden. Kolay mi o kadar yuku tasimak, deniz kendini sahillerde dove dove bitirirmis enerjisini.  Bundandir belki firtinadan sonra denizin kimildayacak hali bile olmamasi.

————————————–

Denize tesekkur etmeyi ve ozur dilemeyi bilen insanlara …